Amca Erhan Güran: "Halen katili arıyoruz"
Duruşmada şimdiye kadar dinlenilen son 3 tanık da çelişkili ifadeler vererek, "Bilmiyorum, görmedim, duymadım, tehdit edilmedim" şeklinde konuştu.
Diyarbakır'da Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmasına ilişkin davanın ikinci duruşması bugün Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.
Tutuklu sanıklar anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, amca Salim Güran komşuları Nevzat Bahtiyar yargılanmak üzere Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi. Duruşma öncesi adliye çevresi ablukaya alındı. Sanık avukatları duruşmada hazır bulunurken müşteki avukatları olan Diyarbakır Barosu avukatları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatlarının yanı sıra çok sayıda siyasetçi, çocuk ve kadın örgütü temsilcisi de duruşmaya katıldı.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık, beraberindeki heyet ile Narin Güran cinayeti davasının ikinci duruşmasına katıldı. Heyet, kendileri için ayrılan bölümde oturdu. AK Parti Adıyaman Milletvekilli Mustafa Alkayış, Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz da duruşmaya katıldı.
Duruşma, kimlik tespitiyle başladı.
Tanık R.A., “Bilmiyorum, hatırlamıyorum”
Kimlik tespitinin ardından Salim Güran’ın işçisi R.A. (15) SEGBİS aracılığıyla dinlenmeye başlandı.
Olay gününü anlatımıyla başlayan R.A.: “Her gün nasılsa o gün de öyleydi. Çalışıyorduk. Saat kaç gibi köye gittiğimi hatırlamıyorum. Ben ve babam birlikte gittik. Biz tarlaya gittik Salim de yanımıza geldi. Saat sabah 8,9 civarıydı. 1 saat bir buçuk saat yanımızda kalıp gitti. Öğleden sonra babam işçileri almaya gitti. 13.30 civarıydı. Alıp eve götürecekti. Ben de orada kaldım. 3, 4 gibiydi. Salim yanıma geldi babamı sordu. Babamı aradı, işçileri eve bırakıp gel dedi. Biraz oturduk Salimle, çay yaptık. Yine babamı aradı, babam yemek yiyip geleceğim dedi”
R.A.: “Salim Güran kıyafetlerimi değiştirip geleceğim dedi. Saat 17/17.30 gibiydi. Akşam 6.30 gibi ben, babam ve Salim Güran oturduk yemek yedik. Birisi Salim'i aradı 'kız kaybolmuş' dedi. Sonra babamla birlikte arabaya binip gittiler.”
Tanık R.A.’ya olay gününe ilişkin Salim Güran ile yaptığı ses kaydı tekrar soruldu ve “Ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum" demesi üzerine ses kaydı tekrar dinletildi.
Bu ses kaydındaki tartışma yaratan nesnenin/canlının ise ‘fıskiye’ olduğunu dile getirdi.
R.A.’nın Salim'e küfrettiğine ilişkin jandarma tutanağı soruldu: "Karakolda da sordular. Tutuklanmadan önce komutanlar Salim'in ayakları ıslak mıydı diye sordu. Ben de yok dedim. Ben ifadelerimi okumadım, sadece imza attırdılar."
Mahkeme Başkanı: Tutuklandıktan sonra ağlayarak söylemişsin?
R.A.: “Ben böyle bir şey demedim. Ayakları ıslak mıydı değil miydi bilmiyorum. Bakmadım. Fazla dikkatimi çekmedi, normaldi.”
Mahkeme başkanı: Peki, ayakları ıslak mıydı? Bunu soralım.
R.A.: “Yani değildi, ayaklarına bakmadım.”
Mahkeme Başkanı Salim Güran’la R.A.’nın ifadeleri arasındaki çelişkiyi sordu
M.B: Yan yana olduğunu söylediğin saatlerde Salim seni arıyor, çelişkiyi gider.
R.A.: "Ona telefon gelene kadar Salim benim yanımdaydı. Bir sefer 15-20 dakika kıyafet değiştirip geldi sadece. Saat 6 civarıydı."
Savcı çelişkinin giderilmediğini belirterek tekrar sorulmasını istedi. R.A.: "Hatırlamıyorum."
Savcı: 17.26 ve 18.27'de iki görüşme gerçekleşiyor. Çelişkiyi gider R.A.: Tahminime göre söylüyorum, saate bakmamışım.
NARİN GÜRAN DAVASI 2'NCİ DURUŞMA
Amca Erhan Güran: "Halen katili arıyoruz"
Diyarbakır'da Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmasına ilişkin davanın ikinci duruşması bugün Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.
Tutuklu sanıklar anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, amca Salim Güran komşuları Nevzat Bahtiyar yargılanmak üzere Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi. Duruşma öncesi adliye çevresi ablukaya alındı. Sanık avukatları duruşmada hazır bulunurken müşteki avukatları olan Diyarbakır Barosu avukatları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatlarının yanı sıra çok sayıda siyasetçi, çocuk ve kadın örgütü temsilcisi de duruşmaya katıldı.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık, beraberindeki heyet ile Narin Güran cinayeti davasının ikinci duruşmasına katıldı. Heyet, kendileri için ayrılan bölümde oturdu. AK Parti Adıyaman Milletvekilli Mustafa Alkayış, Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz da duruşmaya katıldı.
Duruşma, kimlik tespitiyle başladı.
Narin Güran davasında amca Erhan Güran hakkında zorla getirilme kararı
Tanık R.A., “Bilmiyorum, hatırlamıyorum”
Kimlik tespitinin ardından Salim Güran’ın işçisi R.A. (15) SEGBİS aracılığıyla dinlenmeye başlandı.
Olay gününü anlatımıyla başlayan R.A.: “Her gün nasılsa o gün de öyleydi. Çalışıyorduk. Saat kaç gibi köye gittiğimi hatırlamıyorum. Ben ve babam birlikte gittik. Biz tarlaya gittik Salim de yanımıza geldi. Saat sabah 8,9 civarıydı. 1 saat bir buçuk saat yanımızda kalıp gitti. Öğleden sonra babam işçileri almaya gitti. 13.30 civarıydı. Alıp eve götürecekti. Ben de orada kaldım. 3, 4 gibiydi. Salim yanıma geldi babamı sordu. Babamı aradı, işçileri eve bırakıp gel dedi. Biraz oturduk Salimle, çay yaptık. Yine babamı aradı, babam yemek yiyip geleceğim dedi”
R.A.: “Salim Güran kıyafetlerimi değiştirip geleceğim dedi. Saat 17/17.30 gibiydi. Akşam 6.30 gibi ben, babam ve Salim Güran oturduk yemek yedik. Birisi Salim'i aradı 'kız kaybolmuş' dedi. Sonra babamla birlikte arabaya binip gittiler.”
Tanık R.A.’ya olay gününe ilişkin Salim Güran ile yaptığı ses kaydı tekrar soruldu ve “Ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum" demesi üzerine ses kaydı tekrar dinletildi.
Bu ses kaydındaki tartışma yaratan nesnenin/canlının ise ‘fıskiye’ olduğunu dile getirdi.
R.A.’nın Salim'e küfrettiğine ilişkin jandarma tutanağı soruldu: "Karakolda da sordular. Tutuklanmadan önce komutanlar Salim'in ayakları ıslak mıydı diye sordu. Ben de yok dedim. Ben ifadelerimi okumadım, sadece imza attırdılar."
Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin iddianame tamamlandı
Mahkeme Başkanı: Tutuklandıktan sonra ağlayarak söylemişsin?
R.A.: “Ben böyle bir şey demedim. Ayakları ıslak mıydı değil miydi bilmiyorum. Bakmadım. Fazla dikkatimi çekmedi, normaldi.”
Mahkeme başkanı: Peki, ayakları ıslak mıydı? Bunu soralım.
R.A.: “Yani değildi, ayaklarına bakmadım.”
Mahkeme Başkanı Salim Güran’la R.A.’nın ifadeleri arasındaki çelişkiyi sordu
M.B: Yan yana olduğunu söylediğin saatlerde Salim seni arıyor, çelişkiyi gider.
R.A.: "Ona telefon gelene kadar Salim benim yanımdaydı. Bir sefer 15-20 dakika kıyafet değiştirip geldi sadece. Saat 6 civarıydı."
Savcı çelişkinin giderilmediğini belirterek tekrar sorulmasını istedi. R.A.: "Hatırlamıyorum."
Savcı: 17.26 ve 18.27'de iki görüşme gerçekleşiyor. Çelişkiyi gider R.A.: Tahminime göre söylüyorum, saate bakmamışım.
Salim Güran olay günü kıyafetlerini değiştirdi
Diyarbakır Barosu’ndan Av. Nahit Eren: Soruşturma aşamasında ısrarlı bir şekilde Salim'in öğleden sonra yanında olduğu beyanları vardı. Herhangi bir tehdit ta da telkin geldi mi böyle ifade vermesi yönünde?
R.A.: “Yok, olsaydı şimdiye kadar söylerdim.”
Nahit Eren: Baban işçileri bırakıp döndükten sonra Salim ve baban dışında tarlada kimse var mıydı?
R.A.: “Tavşantepe'de birisi var ama hatırlamıyorum. Kuzularını getiriyordu her gün ama olay günü geldi mi gelmedi mi bilmiyorum.”
Nahit Eren: Dilek Hanım(pedagog) ,bir defa daha köye indiğini belirtiyor. Onun saatini bir daha sorma şansınız var mı?
Pedagog: Sen o gün Tavşantepe Köyü’ne gittin mi?
R.A.: Yanlış değilsem gittim mi gitmedim mi, vallahi hatırlamıyorum ki.
Nahit Eren: Babasının gidiş gelişini hatırlıyor mu? Babası, Salim geldikten sonra, söz konusu tarlaya gittikten ne kadar süre sonra tekrar yanına geldi?
R.A.: Saat 18.00 civarı gitti, 18.00 miydi öyleydi galiba. Yarım saatte gitti geldi. Bir tane suyu kapatmıştık ya...
Nahit Eren: Yarım saat mi geçti?
R.A.: Öyle bir şey.
Nahit Eren: Salim’in önceki ve sonraki kıyafetlerini hatırlıyor mu?
R.A.: Tarla kıyafeti değildi, gitti üstünü değiştirdi, tarla kıyafeti giydi.
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ soruyor: İfade sırasında kötü muamele görmüş mü? R.A.: Karakolda beni dövdüler. Bir komutan geldi, "Bunun suçu yoktur" dedi. Öncesinde de birisi arkadan bana saldırdı, yere düştüm, nefesim kesildi.
Anne Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu soru yöneltti.
Pedagog: Elektrikçiler tarlaya geldi mi?
R.A.: Trafonun yukarısında ses geldi. Pedagog: Sen gördün yani?
R.A.: Evet. Pedagog: Ellerinde bir şey var mıydı?
Enes Güran’ın Avukatı Mustafa Demir araya girdi: Detaylandırabilir mi? Çok konu gümbürtülüye gitti.
Pedagog: Elektrikçiler geldiler, sen gördün. Yanınıza geldiler mi?
R.A.: Hatırlamıyorum.
Mustafa Demir: Elektrikçi, menemen yedik demişti.
Mahkeme başkanı: O yönlendirme olur.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş soru soruyor: “Salim kendisini aradıktan sonra neden gizli konuşuyor?”
Mahkeme Başkanı: Kaçak yapı olduğu için olabilir mi? Bu konuyu geçen celse tartıştık, fıskiye olduğuna karar verdik.
R.A.’nın tanıklığı sona erdi. Çoban Ahmet Akgün getirildi ve darp edildiği görüntüler izletildi.
Mahkeme Başkanı: Buraya neden getirildiniz?
Şiddete uğrayan çoban: "Hiçbir şey görmedim"
Çoban Ahmet Akgün: Ömer ve Uğur geldi, 'Erhan abi seni çağırıyor' dedi. Gittim, bir şey bilmediğimi söyledim. Ben Narin'i hiç görmedim. Arif'in evinde dikkat çeken bir şey de görmedim. Bana, 'sen sabah akşam hayvanların önündesin, ne gördün?' dediler. Bana neden inanmadıklarını bilmiyorum. Bir tokat vurdular bana, gömleğimi yırttılar.
Mahkeme Başkanı: "Peki, sana neden inanmıyorlar? Hatta görüntülerde arka tarafa gidiyorsunuz? Bir şey yaptılar mı?"
Ağlamaya başlayan Ahmet Akgün: "Burama vurdular."
Mahkeme Başkanı, yanına geldi: "Sakin ol, bir şey yok."
Ahmet Akgün ağlamaya devam ederek: "Şerefim, namusum üzerine yemin ederim hiçbir şey görmedim. Enes'in kız getirip getirmediğini görmedim. Ben hiçbir şey görmedim."
NARİN GÜRAN DAVASI 2'NCİ DURUŞMA
Amca Erhan Güran: "Halen katili arıyoruz"
Duruşmada şimdiye kadar dinlenilen son 3 tanık da çelişkili ifadeler vererek, "Bilmiyorum, görmedim, duymadım, tehdit edilmedim" şeklinde konuştu.Diyarbakır'da Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmasına ilişkin davanın ikinci duruşması bugün Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.
Tutuklu sanıklar anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, amca Salim Güran komşuları Nevzat Bahtiyar yargılanmak üzere Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi. Duruşma öncesi adliye çevresi ablukaya alındı. Sanık avukatları duruşmada hazır bulunurken müşteki avukatları olan Diyarbakır Barosu avukatları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatlarının yanı sıra çok sayıda siyasetçi, çocuk ve kadın örgütü temsilcisi de duruşmaya katıldı.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık, beraberindeki heyet ile Narin Güran cinayeti davasının ikinci duruşmasına katıldı. Heyet, kendileri için ayrılan bölümde oturdu. AK Parti Adıyaman Milletvekilli Mustafa Alkayış, Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz da duruşmaya katıldı.
Duruşma, kimlik tespitiyle başladı.
Narin Güran davasında amca Erhan Güran hakkında zorla getirilme kararı
23 Aralık 2024Tanık R.A., “Bilmiyorum, hatırlamıyorum”
Kimlik tespitinin ardından Salim Güran’ın işçisi R.A. (15) SEGBİS aracılığıyla dinlenmeye başlandı.
Olay gününü anlatımıyla başlayan R.A.: “Her gün nasılsa o gün de öyleydi. Çalışıyorduk. Saat kaç gibi köye gittiğimi hatırlamıyorum. Ben ve babam birlikte gittik. Biz tarlaya gittik Salim de yanımıza geldi. Saat sabah 8,9 civarıydı. 1 saat bir buçuk saat yanımızda kalıp gitti. Öğleden sonra babam işçileri almaya gitti. 13.30 civarıydı. Alıp eve götürecekti. Ben de orada kaldım. 3, 4 gibiydi. Salim yanıma geldi babamı sordu. Babamı aradı, işçileri eve bırakıp gel dedi. Biraz oturduk Salimle, çay yaptık. Yine babamı aradı, babam yemek yiyip geleceğim dedi”
R.A.: “Salim Güran kıyafetlerimi değiştirip geleceğim dedi. Saat 17/17.30 gibiydi. Akşam 6.30 gibi ben, babam ve Salim Güran oturduk yemek yedik. Birisi Salim'i aradı 'kız kaybolmuş' dedi. Sonra babamla birlikte arabaya binip gittiler.”
Tanık R.A.’ya olay gününe ilişkin Salim Güran ile yaptığı ses kaydı tekrar soruldu ve “Ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum" demesi üzerine ses kaydı tekrar dinletildi.
Bu ses kaydındaki tartışma yaratan nesnenin/canlının ise ‘fıskiye’ olduğunu dile getirdi.
R.A.’nın Salim'e küfrettiğine ilişkin jandarma tutanağı soruldu: "Karakolda da sordular. Tutuklanmadan önce komutanlar Salim'in ayakları ıslak mıydı diye sordu. Ben de yok dedim. Ben ifadelerimi okumadım, sadece imza attırdılar."
Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin iddianame tamamlandı
22 Ekim 2024Mahkeme Başkanı: Tutuklandıktan sonra ağlayarak söylemişsin?
R.A.: “Ben böyle bir şey demedim. Ayakları ıslak mıydı değil miydi bilmiyorum. Bakmadım. Fazla dikkatimi çekmedi, normaldi.”
Mahkeme başkanı: Peki, ayakları ıslak mıydı? Bunu soralım.
R.A.: “Yani değildi, ayaklarına bakmadım.”
Mahkeme Başkanı Salim Güran’la R.A.’nın ifadeleri arasındaki çelişkiyi sordu
M.B: Yan yana olduğunu söylediğin saatlerde Salim seni arıyor, çelişkiyi gider.
R.A.: "Ona telefon gelene kadar Salim benim yanımdaydı. Bir sefer 15-20 dakika kıyafet değiştirip geldi sadece. Saat 6 civarıydı."
Savcı çelişkinin giderilmediğini belirterek tekrar sorulmasını istedi. R.A.: "Hatırlamıyorum."
Savcı: 17.26 ve 18.27'de iki görüşme gerçekleşiyor. Çelişkiyi gider R.A.: Tahminime göre söylüyorum, saate bakmamışım.
Salim Güran olay günü kıyafetlerini değiştirdi
Diyarbakır Barosu’ndan Av. Nahit Eren: Soruşturma aşamasında ısrarlı bir şekilde Salim'in öğleden sonra yanında olduğu beyanları vardı. Herhangi bir tehdit ta da telkin geldi mi böyle ifade vermesi yönünde?
R.A.: “Yok, olsaydı şimdiye kadar söylerdim.”
Nahit Eren: Baban işçileri bırakıp döndükten sonra Salim ve baban dışında tarlada kimse var mıydı?
R.A.: “Tavşantepe'de birisi var ama hatırlamıyorum. Kuzularını getiriyordu her gün ama olay günü geldi mi gelmedi mi bilmiyorum.”
Nahit Eren: Dilek Hanım(pedagog) ,bir defa daha köye indiğini belirtiyor. Onun saatini bir daha sorma şansınız var mı?
Pedagog: Sen o gün Tavşantepe Köyü’ne gittin mi?
R.A.: Yanlış değilsem gittim mi gitmedim mi, vallahi hatırlamıyorum ki.
Nahit Eren: Babasının gidiş gelişini hatırlıyor mu? Babası, Salim geldikten sonra, söz konusu tarlaya gittikten ne kadar süre sonra tekrar yanına geldi?
R.A.: Saat 18.00 civarı gitti, 18.00 miydi öyleydi galiba. Yarım saatte gitti geldi. Bir tane suyu kapatmıştık ya...
Nahit Eren: Yarım saat mi geçti?
R.A.: Öyle bir şey.
Nahit Eren: Salim’in önceki ve sonraki kıyafetlerini hatırlıyor mu?
R.A.: Tarla kıyafeti değildi, gitti üstünü değiştirdi, tarla kıyafeti giydi.
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ soruyor: İfade sırasında kötü muamele görmüş mü? R.A.: Karakolda beni dövdüler. Bir komutan geldi, "Bunun suçu yoktur" dedi. Öncesinde de birisi arkadan bana saldırdı, yere düştüm, nefesim kesildi.
Anne Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu soru yöneltti.
Pedagog: Elektrikçiler tarlaya geldi mi?
R.A.: Trafonun yukarısında ses geldi. Pedagog: Sen gördün yani?
R.A.: Evet. Pedagog: Ellerinde bir şey var mıydı?
Enes Güran’ın Avukatı Mustafa Demir araya girdi: Detaylandırabilir mi? Çok konu gümbürtülüye gitti.
Pedagog: Elektrikçiler geldiler, sen gördün. Yanınıza geldiler mi?
R.A.: Hatırlamıyorum.
Mustafa Demir: Elektrikçi, menemen yedik demişti.
Mahkeme başkanı: O yönlendirme olur.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş soru soruyor: “Salim kendisini aradıktan sonra neden gizli konuşuyor?”
Mahkeme Başkanı: Kaçak yapı olduğu için olabilir mi? Bu konuyu geçen celse tartıştık, fıskiye olduğuna karar verdik.
R.A.’nın tanıklığı sona erdi. Çoban Ahmet Akgün getirildi ve darp edildiği görüntüler izletildi.
Mahkeme Başkanı: Buraya neden getirildiniz?
Şiddete uğrayan çoban: "Hiçbir şey görmedim"
Çoban Ahmet Akgün: Ömer ve Uğur geldi, 'Erhan abi seni çağırıyor' dedi. Gittim, bir şey bilmediğimi söyledim. Ben Narin'i hiç görmedim. Arif'in evinde dikkat çeken bir şey de görmedim. Bana, 'sen sabah akşam hayvanların önündesin, ne gördün?' dediler. Bana neden inanmadıklarını bilmiyorum. Bir tokat vurdular bana, gömleğimi yırttılar.
Mahkeme Başkanı: "Peki, sana neden inanmıyorlar? Hatta görüntülerde arka tarafa gidiyorsunuz? Bir şey yaptılar mı?"
Ağlamaya başlayan Ahmet Akgün: "Burama vurdular."
Mahkeme Başkanı, yanına geldi: "Sakin ol, bir şey yok."
Ahmet Akgün ağlamaya devam ederek: "Şerefim, namusum üzerine yemin ederim hiçbir şey görmedim. Enes'in kız getirip getirmediğini görmedim. Ben hiçbir şey görmedim."
Mahkeme Başkanı: “Kafasına silah mı dayayalım”Savcı, çoban Ahmet Akgün’e soruyor: "Seni 7 Eylül’de çağırıyorlar. Sen bir yerde 'Ben bir şey gördüm' vs. diye konuştun mu?"
Ahmet Akgün: "Hayır, görmedim."
Mahkeme Başkanı: "Seni niye çağırdılar? Onu anlamadık, onu soruyor savcı hanım."
Ahmet Akgün: "Ben bilmiyorum."
Savcı: "Ben sadece burada değil, dışarıdaki konuları da takip ediyorum. Televizyon programında dedin ki, 'Beni de döverler'. Başka biri kim? Neyi gördün? Kimi dövdüler? Enes’i mi?"
Ahmet Akgün: "Sayın savcım, kızları kaybolmuş diye, döverler dedim. Ben yalan söylemiyorum."
Savcı: "Kürtçe bilmesem de Türkçe biliyorum. Enes ismi çok duyuluyor. O videoda Enes ismi geçiyor. O videoda Enes kelimesini duyuyorum. Neden ısrarla 'duymadım' diyorsun?"
Ahmet Akgün: "Kendi aralarında demişlerdir belki."
Savcı: "Seni sorguluyorlar seni. Bana bak, kardeşim, bir bak. Kendi aralarında konuştuklarını da anlat." Savcı, çoban Ahmet Akgün’ün yanına indi ve sanık avukatları “tanığın üzerine yüründüğünü” iddia ederek araya girdi.
Mahkeme Başkanı: "Siz de sordunuz daha önce. Geçen duruşmada bana video açtırtmayın."
Savcı, çoban Ahmet Akgün’e tekrar sordu: "Yanında ne konuştular? Enes’i gördün mü diyeceklerine, neden Enes’le seni yüzleştirmediler?"
Mahkeme Başkanı: O mecliste konuşulan neydi?
Çoban Ahmet Akgün: Dediler ‘sen köydesin nasıl görmezsin bir şey’
Nahit Eren: "Narin’in bulunduğu dereyi biliyor musun?"
Ahmet Akgün: "Evet."
Nahit Eren: "Sen o gün herhangi bir aracı görmedin mi?"
Ahmet Akgün: "Görmedim."
Nahit Eren: "7 Eylül toplantısının sabahı Narin bulundu. Senin bu sorgulaman Narin’in yeriyle ilgili mi?"
Ahmet Akgün: "Hayır, değil."
Nahit Eren Kürtçe soru sormak için izin istedi.
Mahkeme Başkanı: Doğruların ortaya çıkması için Kürtçe sormanıza izin veriyorum.
Şerefsizin şerefsizi Enes diye bir söz kullanıldı. Sen bu sözü duydun mu?
Çoban Ahmet A.: Duymadım.
Nahit Eren: Erhan elini masaya vurduğu zaman, sen her şeye 'bilmiyorum, görmedim' diyorsun orada. Biri oradan bağırıyor diyor ki, 'konuş oğlum, eşeğin oğlu' diyor...
Çoban Ahmet Akgün tekrar ağlamaya başladı, "Allah bizim hakkımızı bırakmasın" dedi.
Av. Adnan Ataş: Aile hakkında suç duyurusunda bulundu mu olaydan sonra?
Çoban Ahmet A.: Hayır. Ne onlar benimle konuşsun ne ben onlarla konuşayım dedim. Artık ne diyeyim.
Enes Güran, Çoban Ahmet'e soruyor: Benim ismimi kim kullanmış, ne konuşmuşlar onu sormak istiyorum.
Ahmet A.: Bilmiyorum.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz yüksek sesle: "Senden tek istediğimiz doğruları söylemen. Bu kadar insan neden toplandık?"
Mahkeme Başkanı, Avukat Ali Eryılmaz’a dönerek: "Üslup, lütfen!"
Ali Eryılmaz sesini yükseltti: "Bu son tanığımız, çok iyi değerlendirmeliyiz."
Mahkeme Başkanı: "Ne yapalım, kafasına silah mı dayayalım, ne yapalım?"
Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu, Nahit Eren’e soru sormak istedi ancak izin verilmedi.
Diyarbakır'da Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmasına ilişkin davanın ikinci duruşması bugün Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.
Tutuklu sanıklar anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, amca Salim Güran komşuları Nevzat Bahtiyar yargılanmak üzere Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi. Duruşma öncesi adliye çevresi ablukaya alındı. Sanık avukatları duruşmada hazır bulunurken müşteki avukatları olan Diyarbakır Barosu avukatları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatlarının yanı sıra çok sayıda siyasetçi, çocuk ve kadın örgütü temsilcisi de duruşmaya katıldı.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık, beraberindeki heyet ile Narin Güran cinayeti davasının ikinci duruşmasına katıldı. Heyet, kendileri için ayrılan bölümde oturdu. AK Parti Adıyaman Milletvekilli Mustafa Alkayış, Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz da duruşmaya katıldı.
Duruşma, kimlik tespitiyle başladı.
Narin Güran davasında amca Erhan Güran hakkında zorla getirilme kararı
23 Aralık 2024Tanık R.A., “Bilmiyorum, hatırlamıyorum”
Kimlik tespitinin ardından Salim Güran’ın işçisi R.A. (15) SEGBİS aracılığıyla dinlenmeye başlandı.
Olay gününü anlatımıyla başlayan R.A.: “Her gün nasılsa o gün de öyleydi. Çalışıyorduk. Saat kaç gibi köye gittiğimi hatırlamıyorum. Ben ve babam birlikte gittik. Biz tarlaya gittik Salim de yanımıza geldi. Saat sabah 8,9 civarıydı. 1 saat bir buçuk saat yanımızda kalıp gitti. Öğleden sonra babam işçileri almaya gitti. 13.30 civarıydı. Alıp eve götürecekti. Ben de orada kaldım. 3, 4 gibiydi. Salim yanıma geldi babamı sordu. Babamı aradı, işçileri eve bırakıp gel dedi. Biraz oturduk Salimle, çay yaptık. Yine babamı aradı, babam yemek yiyip geleceğim dedi”
R.A.: “Salim Güran kıyafetlerimi değiştirip geleceğim dedi. Saat 17/17.30 gibiydi. Akşam 6.30 gibi ben, babam ve Salim Güran oturduk yemek yedik. Birisi Salim'i aradı 'kız kaybolmuş' dedi. Sonra babamla birlikte arabaya binip gittiler.”
Tanık R.A.’ya olay gününe ilişkin Salim Güran ile yaptığı ses kaydı tekrar soruldu ve “Ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum" demesi üzerine ses kaydı tekrar dinletildi.
Bu ses kaydındaki tartışma yaratan nesnenin/canlının ise ‘fıskiye’ olduğunu dile getirdi.
R.A.’nın Salim'e küfrettiğine ilişkin jandarma tutanağı soruldu: "Karakolda da sordular. Tutuklanmadan önce komutanlar Salim'in ayakları ıslak mıydı diye sordu. Ben de yok dedim. Ben ifadelerimi okumadım, sadece imza attırdılar."
Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin iddianame tamamlandı
22 Ekim 2024Mahkeme Başkanı: Tutuklandıktan sonra ağlayarak söylemişsin?
R.A.: “Ben böyle bir şey demedim. Ayakları ıslak mıydı değil miydi bilmiyorum. Bakmadım. Fazla dikkatimi çekmedi, normaldi.”
Mahkeme başkanı: Peki, ayakları ıslak mıydı? Bunu soralım.
R.A.: “Yani değildi, ayaklarına bakmadım.”
Mahkeme Başkanı Salim Güran’la R.A.’nın ifadeleri arasındaki çelişkiyi sordu
M.B: Yan yana olduğunu söylediğin saatlerde Salim seni arıyor, çelişkiyi gider.
R.A.: "Ona telefon gelene kadar Salim benim yanımdaydı. Bir sefer 15-20 dakika kıyafet değiştirip geldi sadece. Saat 6 civarıydı."
Savcı çelişkinin giderilmediğini belirterek tekrar sorulmasını istedi. R.A.: "Hatırlamıyorum."
Savcı: 17.26 ve 18.27'de iki görüşme gerçekleşiyor. Çelişkiyi gider R.A.: Tahminime göre söylüyorum, saate bakmamışım.
Salim Güran olay günü kıyafetlerini değiştirdi
Diyarbakır Barosu’ndan Av. Nahit Eren: Soruşturma aşamasında ısrarlı bir şekilde Salim'in öğleden sonra yanında olduğu beyanları vardı. Herhangi bir tehdit ta da telkin geldi mi böyle ifade vermesi yönünde?
R.A.: “Yok, olsaydı şimdiye kadar söylerdim.”
Nahit Eren: Baban işçileri bırakıp döndükten sonra Salim ve baban dışında tarlada kimse var mıydı?
R.A.: “Tavşantepe'de birisi var ama hatırlamıyorum. Kuzularını getiriyordu her gün ama olay günü geldi mi gelmedi mi bilmiyorum.”
Nahit Eren: Dilek Hanım(pedagog) ,bir defa daha köye indiğini belirtiyor. Onun saatini bir daha sorma şansınız var mı?
Pedagog: Sen o gün Tavşantepe Köyü’ne gittin mi?
R.A.: Yanlış değilsem gittim mi gitmedim mi, vallahi hatırlamıyorum ki.
Nahit Eren: Babasının gidiş gelişini hatırlıyor mu? Babası, Salim geldikten sonra, söz konusu tarlaya gittikten ne kadar süre sonra tekrar yanına geldi?
R.A.: Saat 18.00 civarı gitti, 18.00 miydi öyleydi galiba. Yarım saatte gitti geldi. Bir tane suyu kapatmıştık ya...
Nahit Eren: Yarım saat mi geçti?
R.A.: Öyle bir şey.
Nahit Eren: Salim’in önceki ve sonraki kıyafetlerini hatırlıyor mu?
R.A.: Tarla kıyafeti değildi, gitti üstünü değiştirdi, tarla kıyafeti giydi.
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ soruyor: İfade sırasında kötü muamele görmüş mü? R.A.: Karakolda beni dövdüler. Bir komutan geldi, "Bunun suçu yoktur" dedi. Öncesinde de birisi arkadan bana saldırdı, yere düştüm, nefesim kesildi.
Anne Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu soru yöneltti.
Pedagog: Elektrikçiler tarlaya geldi mi?
R.A.: Trafonun yukarısında ses geldi. Pedagog: Sen gördün yani?
R.A.: Evet. Pedagog: Ellerinde bir şey var mıydı?
Enes Güran’ın Avukatı Mustafa Demir araya girdi: Detaylandırabilir mi? Çok konu gümbürtülüye gitti.
Pedagog: Elektrikçiler geldiler, sen gördün. Yanınıza geldiler mi?
R.A.: Hatırlamıyorum.
Mustafa Demir: Elektrikçi, menemen yedik demişti.
Mahkeme başkanı: O yönlendirme olur.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş soru soruyor: “Salim kendisini aradıktan sonra neden gizli konuşuyor?”
Mahkeme Başkanı: Kaçak yapı olduğu için olabilir mi? Bu konuyu geçen celse tartıştık, fıskiye olduğuna karar verdik.
R.A.’nın tanıklığı sona erdi. Çoban Ahmet Akgün getirildi ve darp edildiği görüntüler izletildi.
Mahkeme Başkanı: Buraya neden getirildiniz?
Şiddete uğrayan çoban: "Hiçbir şey görmedim"
Çoban Ahmet Akgün: Ömer ve Uğur geldi, 'Erhan abi seni çağırıyor' dedi. Gittim, bir şey bilmediğimi söyledim. Ben Narin'i hiç görmedim. Arif'in evinde dikkat çeken bir şey de görmedim. Bana, 'sen sabah akşam hayvanların önündesin, ne gördün?' dediler. Bana neden inanmadıklarını bilmiyorum. Bir tokat vurdular bana, gömleğimi yırttılar.
Mahkeme Başkanı: "Peki, sana neden inanmıyorlar? Hatta görüntülerde arka tarafa gidiyorsunuz? Bir şey yaptılar mı?"
Ağlamaya başlayan Ahmet Akgün: "Burama vurdular."
Mahkeme Başkanı, yanına geldi: "Sakin ol, bir şey yok."
Ahmet Akgün ağlamaya devam ederek: "Şerefim, namusum üzerine yemin ederim hiçbir şey görmedim. Enes'in kız getirip getirmediğini görmedim. Ben hiçbir şey görmedim."
Mahkeme Başkanı: “Kafasına silah mı dayayalım”
Savcı, çoban Ahmet Akgün’e soruyor: "Seni 7 Eylül’de çağırıyorlar. Sen bir yerde 'Ben bir şey gördüm' vs. diye konuştun mu?"
Ahmet Akgün: "Hayır, görmedim."
Mahkeme Başkanı: "Seni niye çağırdılar? Onu anlamadık, onu soruyor savcı hanım."
Ahmet Akgün: "Ben bilmiyorum."
Savcı: "Ben sadece burada değil, dışarıdaki konuları da takip ediyorum. Televizyon programında dedin ki, 'Beni de döverler'. Başka biri kim? Neyi gördün? Kimi dövdüler? Enes’i mi?"
Ahmet Akgün: "Sayın savcım, kızları kaybolmuş diye, döverler dedim. Ben yalan söylemiyorum."
Savcı: "Kürtçe bilmesem de Türkçe biliyorum. Enes ismi çok duyuluyor. O videoda Enes ismi geçiyor. O videoda Enes kelimesini duyuyorum. Neden ısrarla 'duymadım' diyorsun?"
Ahmet Akgün: "Kendi aralarında demişlerdir belki."
Savcı: "Seni sorguluyorlar seni. Bana bak, kardeşim, bir bak. Kendi aralarında konuştuklarını da anlat." Savcı, çoban Ahmet Akgün’ün yanına indi ve sanık avukatları “tanığın üzerine yüründüğünü” iddia ederek araya girdi.
Mahkeme Başkanı: "Siz de sordunuz daha önce. Geçen duruşmada bana video açtırtmayın."
Savcı, çoban Ahmet Akgün’e tekrar sordu: "Yanında ne konuştular? Enes’i gördün mü diyeceklerine, neden Enes’le seni yüzleştirmediler?"
Mahkeme Başkanı: O mecliste konuşulan neydi?
Çoban Ahmet Akgün: Dediler ‘sen köydesin nasıl görmezsin bir şey’
Nahit Eren: "Narin’in bulunduğu dereyi biliyor musun?"
Ahmet Akgün: "Evet."
Nahit Eren: "Sen o gün herhangi bir aracı görmedin mi?"
Ahmet Akgün: "Görmedim."
Nahit Eren: "7 Eylül toplantısının sabahı Narin bulundu. Senin bu sorgulaman Narin’in yeriyle ilgili mi?"
Ahmet Akgün: "Hayır, değil."
Nahit Eren Kürtçe soru sormak için izin istedi.
Mahkeme Başkanı: Doğruların ortaya çıkması için Kürtçe sormanıza izin veriyorum.
Şerefsizin şerefsizi Enes diye bir söz kullanıldı. Sen bu sözü duydun mu?
Çoban Ahmet A.: Duymadım.
Nahit Eren: Erhan elini masaya vurduğu zaman, sen her şeye 'bilmiyorum, görmedim' diyorsun orada. Biri oradan bağırıyor diyor ki, 'konuş oğlum, eşeğin oğlu' diyor...
Çoban Ahmet Akgün tekrar ağlamaya başladı, "Allah bizim hakkımızı bırakmasın" dedi.
Av. Adnan Ataş: Aile hakkında suç duyurusunda bulundu mu olaydan sonra?
Çoban Ahmet A.: Hayır. Ne onlar benimle konuşsun ne ben onlarla konuşayım dedim. Artık ne diyeyim.
Enes Güran, Çoban Ahmet'e soruyor: Benim ismimi kim kullanmış, ne konuşmuşlar onu sormak istiyorum.
Ahmet A.: Bilmiyorum.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz yüksek sesle: "Senden tek istediğimiz doğruları söylemen. Bu kadar insan neden toplandık?"
Mahkeme Başkanı, Avukat Ali Eryılmaz’a dönerek: "Üslup, lütfen!"
Ali Eryılmaz sesini yükseltti: "Bu son tanığımız, çok iyi değerlendirmeliyiz."
Mahkeme Başkanı: "Ne yapalım, kafasına silah mı dayayalım, ne yapalım?"
Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu, Nahit Eren’e soru sormak istedi ancak izin verilmedi.
Bakanlıktan rapor: Narin'in kuzenlerinde korku ve kaygı hakim
7 Ekim 2024"Biz bir şey gizlemiyoruz"
Erhan Güran getirildi.
Evine güvenlik nedeniyle Narin kaybolduktan sonra kamera taktığı belirtilen Erhan Güran, Çoban Ahmet Akgün ile ilgili konuyu anlatıyor:
"Ben köyün çıkışına gittim. Hayvanlar geldiği zaman tek başınaydı. Dedim, 'Kızımız kayıp, bize yardımcı ol. Hiç kimseyi mi görmedin?' dedim. 'Benim yanımdan kaçtı! Kaçınca ben peşinden gittim. Eve gitti, kendini kilitledi.' Astsubayı çağırdım, 'Bu adam şüpheli hareketler yapıyor' dedim. Ama bir şey yapmadılar. Ertesi gün yine beni görünce gelmedi. Yine şüphelendim ondan. Benim evimin altından hayvanları geçiriyordu. Dedim, 'Ahmet’i çağırın konuşalım.' Ahmet kaçtı. Sonra Ahmet’i getirdiler. Onlar getirince sorduk, 'Hiç kimseyi görmedim' dedi. Sen gözü kapalı mı eve gidiyorsun?"
Erhan Güran: "Bu aile senaryo kurmuyor. Senaryo bu ailenin üzerine kurulmuş."
Mahkeme Başkanı: "Ben geçen celse senin gözünün içine bakarak sordum, aile toplantısı yapıldı mı diye, 'Hayır' dediniz. Siz böyle yaparsanız bu senaryoları duyarsınız. Siz bizden bir şey gizliyorsunuz."
Erhan Güran: "Biz bir şey gizlemiyoruz."
Mahkeme Başkanı: "Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, görüntü için suç duyurusunda bulunacak."
Erhan Güran: "Bizi idam da edebilirler ama kızımızı öldürmekle suçlamasınlar."
Amca: "Salim Güran'dan şüphelenmedik"
Evinin önüne kamera taktıran Erhan Güran: "Ben o kamerayı, herhangi bir suçlama olur diye taktırmıştım zaten. Hayatımda ilk defa kamera taktırdım. Ayın 4’ünde taktırdım. Kesinlikle hiçbir müdahale edilmedi kameraya."
Diyarbakır Barosu’ndan Av. Gevriye Atlı: O gün Enes niye yoktu?
Erhan Güran: Bilinçli olarak aileyi toplama amacımız yoktu. Misafirler gittikten sonra 'ne yapabiliriz?' diye düşünerek kendi aramızda istişare ediyorduk.
Nahit Eren: Evdeki kayıtları silme girişiminiz oldu mu?
Erhan Güran: Ben kayıt silmesini bilmem, hayatımda ilk defa kamera taktım. Hiçbir müdahalemiz olmadı. 22 arabayla benim evimi bastılar, kamera kaydını alıp gittiler.
Aile Bakanlığı vekil avukatı Elif Aslı Şahin: Başka sorguladığınız kişiler oldu mu?
Erhan Güran: Şeyma Kaya'yı sorguladık ama verdiği saatin yanlış olduğu ortaya çıktı. Sonra herkes evine dağıldı. Narin bulunmasa yine aramaya, sorgulamaya devam edecektik.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş: "Hepimiz videoda Enes kelimesini duyuyoruz.”
Erhan Güran: Hayır, biz kullanmadık.
Av. Adnan Ataş: Savcıya neyi anlatmamasını istediniz çobanın?
Erhan Güran: Öyle bir şey yok. Savcı konusu geçmedi orada.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz: Toplantıdan bir gün sonra Narin'in cansız bedeni bulunuyor ve tutuklamalar başlıyor. Bu tesadüf müdür?
Erhan Güran: Tamamen tesadüf. Bu görüntüler bu kadar ciddiyse, neden ortalıkta?
Avukat Ali Eryılmaz: O toplantıdan 7 gün önce Salim Güran tutuklandı. Bir suçlu yakalandı diye düşündünüz mü?
Erhan Güran: "Hayır, ben inanmadım."
Avukat Ali Eryılmaz: Hâlâ arıyor musunuz katili?
Erhan Güran: Evet.
Avukat Ali Eryılmaz: Televizyon kanalına çıkarak mı?
Mahkeme Başkanı: "Hayır, yorum olur. Böyle olmaz."
“Bütün bunlar benim kızıma mı denk geldi”
Baba Arif Güran kürsüye çağrıldı.
Çoban Ahmet'in olayına ilişkin konuşan Arif Güran: Orada toplantı için bulunmuyorduk. Yemeğe gittik, Ahmet'in konusu açıldı, çağırdık. Kızımı 18.30, 19.00 arası kızımı köyün içine koydular. Çobanı çağırdık ama her şeyi inkar etti. Enes neden yoktu? Özellikle aile toplanmadı. Aileden olan başkaları da orada değildi. Camide namaz kılıp çıktıktan sonra yemeğe gel dediler biz de yemeğe gittik. Özellikle planlanmış bir şey değildi. Benim kızım, benim ruhum gitmiş. En ufak bir insan, birisi bir şey söylediği zaman 'bir şey biliyorsa söylesin' diyordum. 300 insan var hu köyde benim kızım nasıl kayboluyor, nasıl kimse görmüyor? Mümkün değil, görmeleri lazım.
Arif Güran: Havalimanındaki kamera bozukmuş. Bütün bunlar benim kızıma mı denk geldi? İlk günden beri kamera, kamera, kamera diye söylemişiz. Böyle bir dosyada nasıl böyle şeyler oluyor?
"Narin'i sen mi öldürdün?"
Babanın ardından Nevzat Bahtiyar kürsüye çağrıldı.
Mahkeme Başkanı: "Araştırılmasını istediğin bir şey var mı?"
Nevzat Bahtiyar: "Hayır, yok."
Mahkeme Başkanı: "Narin’i sen öldürdün mü?"
Nevzat Bahtiyar: "Hayır."
Arif Güran’ın avukatı: "Oğlun Ferhat Bahtiyar neredeydi?"
Nevzat Bahtiyar: "İşe gitmişti."
Nevzat Bahtiyar: "Salim Güran beni tehdit etti. Oğlumu okuldan alıp bir şey yapmakla."
Avukat: Hangi futbol okuluna gittiğini biliyor mu?"
Mahkeme Başkanı: "Bu daha önce soruldu."
Sanık avukatları: "Sorulmadı."
Arif Güran’ın avukatı: "28 Ağustos günü, kendisine hiçbir arama gelmiyor. O gün ne yaptı?" Nevzat Bahtiyar: "Aradan 4-5 ay geçmiş, nereden bileyim?"
İddianame
Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanık hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlanmıştı.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında amca Salim Güran anne Yüksel Güran, abi Enes Güran, Nevzat Bahtiyar'in de bulunduğu 12 tutuklanmıştı
Kaynak:BİANET
Benzer Haberler
ŞANLIURFA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ZABITASINDAN SAHTE SUCUK OPERASYONU
Büyükşehir Belediyesi mezradaki okulun yolunu yaptı
Muhammed Nur Nahya'nın asgari ücret videosu gündem oldu
Amca Erhan Güran: "Halen katili arıyoruz"
Elektrik kesintisi bezdirdi, mahalleli ateş yakıp yolu trafiğe kapattı
Antalya'da denize düşen otomobil aranıyor
: BÜYÜKŞEHİR KURUM İÇİ EĞİTİMLERİNİ SÜRDÜRÜYOR
Suriyeliler gidiyor onlar akın akın geliyor: O şehrimize doldular