KAYYUM UYGULAMALARI TÜRKİYE’DE DEMOKRASİNİN VE TOPLUMSAL BARIŞIN ÖNÜNDE ENGEL TEŞKİL EDİYOR
Kayyumlar gittikçe sıklaştı
Sayın Abdullah Zeydan’ın 2015 yılındaki konuşması nedeniyle hakkında açılan davada, Diyarbakır 5. ACM nin kararıyla 2022 yılında hukuka aykırı bir şekilde 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verilmiştir.
Abdullah Zeydan’a verilen hapis cezasının tutuklu kaldığı sürelerden mahsup edilerek infaz edilmesi için yapılan başvuruda Diyarbakır İnfaz Hakimliği’nce tutukluluk sürelerinin mahsubuna karar verilerek, 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasının 20 Aralık 2019 tarihi itibariyle yerine getirilmiş sayılmasına karar verilmiştir.
Bu karar üzerine Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesi uyarınca infaz tarihi olan 20 Aralık 2019 üzerinden 3 yıl geçtiği hesaplanarak 21 Mart 2023 tarihinde Diyarbakır 5. ACM ‘ye başvuru yapılarak memnu hakların iadesine karar verilmesi istenmiştir.
Bu başvuru üzerine Diyarbakır 5. ACM’nin 04/04/2023 tarihli ek kararı ile memnu hakların geri verilmesine karar vermiştir. Bu karar süresi içerisinde Diyarbakır CBS ye tebliğ edilmiştir. Diyarbakır CBS itiraz ve temyiz hakkını kullanmadığından karar 25/04/2023 tarihinde kesinleşmiştir.
Abdullah Zeydan memnu hakların iadesine ilişkin kesinleşen kararı üzerine Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanlığı için başvuruda bulunmuş ve Van İl Seçim Kurulu adaylığını kesinleştirmiştir.
Seçimlere iki gün kala 29/03/2024 tarihinde Diyarbakır CBS, Adalet Bakanlığı’ndan gelen bir görüş üzerine Diyarbakır 5. ACM ‘ye başvurarak Abdullah Zeydan hakkındaki memnu hakların iadesine ilişkin 04/04/2023 tarihli ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Bu talep üzerine aynı gün Diyarbakır 5. ACM 29/03/2024 tarihinde, 04/04/2023 tarihli ek kararının kaldırılmasına dair ek karar vermiş ve bu ek kararı aynı gün saat 16.55 de Adalet bakanlığı Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü’ne göndermiştir.
Yargının, mesainin bitmesine 5 dakika kala iktidarın talimatlarını yerine getirmek için Sn. Abdullah Zeydan hakkında bu dosya üzerinden alelacele işlem yaptığı ve bu işlemlerin tamamının hızlıca yürütüldüğü açıkça ortadadır.
31 Mart 2024 tarihli seçimlerde Abdullah Zeydan, Van halkının %56 sının oyunu alarak Van Büyükşehir Belediyesi eş başkanlığını kazanmıştır.
Seçimlerden bir gün sonra 1 Nisan 2024 tarihinde Van İl Seçim Kurulu mahkemeden bilgi isteyerek Abdullah Zeydan’ın seçilme yeterliliği olup olmadığına dair araştırma yapmıştır. Daha sonra Van İl Seçim Kurulu 02/04/2024 tarihli Kararı ile Abdullah Zeydan’ın seçilme yeterliliği olmadığını belirterek 2. Sıradaki seçimi kaybetmiş AKP adayına mazbata verilmesine karar vermiştir.
Van halkının iradesine sahip çıkan görkemli direnişi sonucunda Abdullah Zeydan’ın Van İl Seçim Kurulu’na yaptığı itiraz üzerine Yüksek Seçim Kurulunun 03/04/2024 tarihli kararı ile itiraz kabul edilerek Van İl Seçim Kurulunun kararı kaldırılmış ve mazbatanın Abdullah Zeydan’a verilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
Bu arada Diyarbakır 5. ACM’nin memnu hakların iadesinin kaldırılmasına ilişkin seçimden iki gün önce verdiği ek karara karşı Abdullah Zeydan vekilleri temyiz yoluna başvurmuşlardır. Adalet Bakanlığı ise Diyarbakır 5. ACM’nin memnu hakların iadesine dair 04/04/2023 tarihli ek kararının kanun yararına bozulması için Yargıtay’a başvurmuştur.
Öte taraftan milletvekilliği dokunulmazlıklarının kaldırılması ile ilgili AİHM’e yapılan başvuruda AİHM’in Yüksekdağ Şenoğlu ve diğerleri davasında 8 Kasım 2022 de verilen ihlal kararı 3 Nisan 2023 de açıklanmıştır. Bu ihlal kararı içerisinde sn. Abdullah Zeydan’ın başvuru dosyası da bulunmakta olup Sayın Zeydan yönünden de ihlal kararı verilmiştir. Ancak Türkiye bu AİHM kararını uygulamamıştır.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi kendisine yapılan başvurular sonucunda 03/12/2024 tarihli kanun yararına bozma kararı ile Diyarbakır 5. ACM’nin 04/04/2023 tarihli ek kararı ile 29/03/2024 tarihli bir önceki ek kararı kaldıran ek kararlarının bozulmasına karar vererek dosyanın Diyarbakır 5. ACM ye gönderilerek yeniden bir karar verilmesine karar vermiştir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi bu kararında memnu hakların iadesine dair 04/04/2023 tarihli ek kararın 3 yıllık süre geçmediği için bozulmasına, 29/03/2024 tarihli ek kararın ise hukuki değerden yoksun olması nedeniyle bozulmasına karar vermiştir.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi bu kararında benzer nitelikteki birçok kararında değindiği CMK 309/4-c bendine atıf yapmamıştır. CMK 309/4-c bendine göre; mahkumiyet hükmü dışındaki kanun yararına bozma kararlarının aleyhe sonuç doğurmayacağı açıkça yer almaktadır. Abdullah Zeydan hakkında memnu haklarla ilgili kanun yararına bozma kararı mahkumiyet ile ilgili bir karar değildir. Dolayısıyla Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararında bu durumu belirtmesi gerekirdi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan ile ilgili kararında CMK 309/4-c ye atıf yapmayıp aleyhe sonuç doğurmayacağını belirtmemesi tam bir çifte standarttır, hukuk garabetidir. CMK 309/4-c maddesi yürürlükte olduğu sürece verilen bu kararların aleyhe sonuç doğurması mümkün değildir. Söz konusu Kürt olan siyasetçiler olduğunda Yargının siyasetin aracı olduğu ve hukuk siyasi iktidarın çıkarı için araçsallaştırıldığı açıkça görülmektedir. Bizler biliyoruz ki Yargıtay aleyhe hüküm doğurmayacak şekilde karar vermeyerek Kürt halkının iradesinin gaspının önünü açmayı amaçlamaktadır. Kaldı ki aynı Yargıtay Ceza Dairesi en son 2019 yılında benzer konuda memnu hakların iade edilmemesi hususunda verdiği kararda geriye yürümezlik ilkesini esas alırken Sn. Abdullah Zeydan söz konusu iken hukuk genel ilkelerini bir tarafa bırakmayı da ihmal etmemiştir.
Bilindiği üzere geçmiş seçimlerde mühürsüz oy pusulaları ve zarfları söz konusu iken yargının bütün mekanizmaları titizlikle seçmen iradesine saygıyı vurgulayıp iktidar lehine karar alırken Mesele Kürtler olunca seçmen iradesi tamamıyla göz ardı edilmiştir.
Bizler Demokratik kurumlar olarak sayın Abdullah Zeydan Hakkında yeniden karar verecek olan Diyarbakır 5. ACM’ye Van’dan sesleniyoruz: sayın Abdullah Zeydan Van Halkının büyük çoğunluğunun teveccühü ile seçilmiş belediye eşbaşkanı olup meşruluğunu halkın iradesinden almaktadır. Yargının siyasallaştırılmasına izin verilmemeli ve yeniden verilecek kararın aleyhe sonuç doğurmayacağının vurgulaması kanunun ve ahlakın bir gereğidir.
Kürt sorununa yıllardır güvenlikçi bir yaklaşımla uygulanan politikalar, hukuksuzlukla pekiştirilmiş ve kayyum uygulamaları ile süreklilik kazanmıştır. Bu antidemokratik yaklaşım, yalnızca bölgesel bir soruna değil, tüm Türkiye’nin demokratikleşmesine ve toplumsal barış umutlarına yönelik bir tehdide dönüşmüştür.
Kayyum atamaları, anayasal güvenceleri yok sayarak seçme ve seçilme hakkını ihlal etmekte; demokratik ilkelere ve halkın iradesine açık bir müdahale teşkil etmektedir. Kürt meselesine güvenlikçi politikalarla yaklaşmanın bir yansıması olarak ortaya çıkan kayyum uygulamaları, bugün yalnızca belli bölgelere değil, Türkiye genelinde demokrasiye zarar vermektedir. Halkın seçtiği temsilcilerin, hukuki dayanağı olmayan yöntemlerle görevden alınarak yerlerine atanmış kişilerin geçirilmesi, anayasal düzene aykırı olduğu gibi demokratik toplum yapısını da temelden sarsmaktadır.
Toplum, adil ve eşitlikçi bir barışa ulaşma umuduyla bir arada yaşama isteğini korumaktadır. Ancak bu hukuksuz ve baskıcı politikaların devamı, demokratik çözüm umudunu gölgelemekte ve toplumsal huzuru tehdit etmektedir.
Bu nedenle, halk iradesini yok sayan, anayasaya aykırı ve antidemokratik olan uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Demokrasiye müdahale niteliğindeki bu uygulamaların son bulması, halkın seçtiği temsilcilerin halkı temsil ettiği unutulmamalı ve halkın iradesine saygı duyulmalıdır.
Biz Van Emek ve Demokrasi Platformu olarak, toplumun tüm kesimlerini hukuka, demokrasiye ve toplumsal barışa sahip çıkmaya davet ediyor, çözümün barışçıl ve demokratik yöntemlerle olabileceğini bir kez daha ifade ediyoruz.
VAN EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU
0 Yorum